ÖN SATIŞ!!!
ESER: PARADİGMANIN İNŞÂSI
YAZAR: NAMIK KAYA
TÜR: YETİŞKİN EDEBİYAT
KİTAP AÇIKLAMASI;
Sevgili Yol Arkadaşım,
Sen bu kitabı okuyarak benimle bir yola çıkıyorsun. Bu sebeple sözlerimi dikkate al. Katılmadığın satırlarda beni yerden yere vur, ancak önce anla, sonra dön ve bir daha oku. Yazdıklarımı vicdân terazisine koy, akıl ve sağduyu metrelerinde ölç.
Sevgili Yol Arkadaşım,
Öncelikle büyük düşünce insanı Ali Şeriatî’nin dediği gibi seni rahatsız etmek için bu kitabı yazdım. Kafa konforunu bozmak, şirin uykundan uyandırmak, huzurunu kaçırmak, tatlı su yaşamını noktalamak ve kariyerini sorgulatmak istiyorum. Tüm keyfini kaçırmaya yeminliyim. Bu kitabı okuduktan sonra savunduğun her türden dîn, mezhep, ideoloji, doktrin, kör kabul, ön yargı ve daha neyin varsa hepsini bir çuvala koyup ulaşamayacağın en uzak yere fırlatmak isteyeceksin. Zaten ben de bunu istiyorum.
Ezberletilmiş bilgilerine, sorgulanmamış kutsallarına, ana babadan yahut hacı hocadan duyduğun kültürüne, okulda öğrendiğin kahramanlık öykülerine; vakıf, ocak ve dernekte anlatılanlara; hayran bırakıldığın tarihsel kimliklere, sorgulamaktan korkup bilinçaltına attığın sorularına değinerek içinde fırtınalar estireceğim. Seni sana bırakmayacağım, uykularına girip kâbusun olacağım. Bu sebeple kitabın makalelerini bir daha ve sonra bir daha okuyacaksın; her okuduğunda bir sorununu çözecek, bir merakına yanıt alacaksın. Böylece zihinsel ve duygusal ameliyatlardan geçeceksin. Her ameliyat sancılı olacak, ama sonunda sağlığına kavuşacaksın.
Bu kitabın makaleleri sana yetmeyince bunun kardeşleri olan ve “Antikapitalist Ekonomi-Politiğin Teolojisi” adıyla bir nehir gibi akan diğer kitapların makalelerini aynı yolculuk serüveni içinde yudum yudum içeceksin. Tâ ki “Antropolojik Kur’ân Çevirisi”ni okuyana kadar. O çeviriyi de okuduktan sonra varlık, bilgi ve değer hakkında ulaştığın birikim üzerinden Antikapitalist Ekonomi-Politiğin Teolojisi mektebinden mezun olacaksın; gerçek anlamda özgür bir bireye dönüşeceksin.
Mezuniyetten sonra yazma sırası sana gelecek, sorgulamayı sen sürdüreceksin; beşere insanlığı anlatacak, kalabalıkları sürülükten çıkarıp onurlu bireylere dönüştürme yoluna gireceksin. Ayağa kalkamamışlara, miskinler tekkesinde zihni iğfâl edilenlere, dergâh çorbası dilenenlere, manita kesenlere, kirli sakallarıyla fink atanlara, damsız kalanlara, bâdelenenlere, öğrenilmiş çaresizlik batağına saplananlara ve milliyetçi-muhâfazakâr ideolojilerin karanlık dehlizlerinde kurtuluş arayanlara yol göstereceksin.
Sevgili Yol Arkadaşım,
Benden son sözlerimi istiyorsun. “Bırak bu işleri, devlet su işleri; kısa kes, Aydın havası olsun.” diyorsun; üç beş satır yazarak dünyamı değiştiremezsin diye havalanıyorsun. Öyleyse tüm söylediklerimi unut. Yüreğimden volkan gibi fışkıran ve dokunduğu her şeyi yok edecek kudrette olan şu vasiyetimi sekiz saniyeliğine dikkate al:
Ey Yeryüzünün Vicdân Sahipleri!
Gök kubbe çökmeden, yer yarılmadan, dağlar savrulmadan ve sular boğmadan önce birleşin. Yeryüzünde dolaşan hurâfe ve zulüm hayâletlerine karşı bilgi kılıcını kuşanın, adâlet zırhını giyin, kıst miğferini takın ve özgürlük kalkanını siper edin.
Tüm dîn, tapınak, lider, doktrin, sistem ve devletler sadece insan içindir. İnsan, bunlardan hiçbiri için değildir. Her şey insanın onuru ve özgürlüğüne hizmeti oranında kıymetlidir.
Unutmayın! Yeryüzü evimiz, insanlık âilemiz, insanlar akrabalarımızdır.
Değerlendirmeler
Henüz değerlendirme yapılmadı.